Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs, 30 Ağustos... bayramlarına hep buruk ve kırgın bakmışımdır.
Bunun temelinde gerçekten destansı bir mücadelenin basite ve tek adama indirgenmesine, bir çok kahramanın yok sayılmasına olan kızgınlığım vardır.
Osmanlı coğrafyasının her yanından, Kafkasya'dan, Kırım'dan, Yunanistan, Bulgaristan, Mısırdan.... Anadolu topraklarına toplanmış, vatansızlığın, katliamın, soykırımın, tecavüzün ne olduğunu bilen, artık son vatandan başka kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan "son vatanın fedailerinin", iliklerine kadar hissettiği özgürlük mücadelesinin, siyasi entrikalara kurban edilmesini anlamıyorum.
Tüm bu bayramlarda ne hikmetse Rauf Orbay, Çerkes Ethem, Topal Osman, Kazım Karabekir, Deli Halit Paşa.... ve daha bir çok isim anılmaz. Her biri 15 Temmuz'daki Ömer Halis Demir gibi, Milli mücadelenin seyrini değiştiren bu isimlerin anılması, yad edilmesi, sanki Mustafa Kemal'in başarılarını gölgeleyecek gibi, bir paranoya vardır. İlkokulda, orta okulda, lisede, üniversitede, tarih ve inkılap tarihi kitaplarında isimleri yanlışlıkla bile geçmez çoğunun...
Ne olur, bunlar hiç olmazsa memleketlerinde cadde sokak, kültür merkezlerine isimleri verilerek veya bir anıt dikilerek anılsa, birlik ve beraberliğimiz mi bozulur, yoksa perçinlenir mi?
Bir çoklarının ilk kez duyacağı bir ismi paylaşayım sizinle...
Henüz 20 yaşındaydı, Gördesli Makbule. Ama Makbule tarih kitaplarında geçemezdi, çünkü eldeki tek resmi, tarih kitaplarında oluşturulmak istenen algıya uygun değildi..
Gördesli Makbule (d. 1902, Gördes- ö.24 Mart 1922, Kocayayla, Akhisar) Kurtuluş Savaşı'nda Yunanlarla savaşırken şehit düştü.
Makbule Hanım daha bir yıllık evli iken eşinin yanında Milli Mücadele'ye katılmıştır. 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusunun İzmir'i işgaliyle Batı Anadolu'yu işgale başlaması sonucu 7 Kasım 1921'de kocası Halil Efe ile Kuvayı Milli'yeye katıldı.
Yunan kuvvetleriyle çıkan çatışmalarda bulundu. Yunanlar Sakarya Muharebesi'ni kaybederek Afyon mevzilerine çekildiklerinde, bir taraftan da Halil Efe'nin Gördes-Sındırgı-Akhisar bölgesinde faaliyet gösteren efeleri ile karşılaşıyorlardı. Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için hızla öne atılınca başından vurularak şehit olmuştur.