• 27 Nisan 2024, 23:41

    Oğuz Berk
    17 Nisan 2024 - Ankara
    Şimdiki nesile "En Atatürk'çü il neresi diye sorsak" muhakkak İzmir cevabı alırız.
    Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra 1930 yılında Mustafa Kemal, hem yurt içinde, hem de yurt dışında yeni cumhuriyetin hiçte olumlu karşılanmadığını, çok fazla rahatsızlık olduğunu görüyor.
    En yakın arkadaşlarından Başbakanlık'ta yapan, o günlerde Paris Büyükelçisi Al Fethi Okyar'ın, İstanbul'da olduğu günlerde, (28 Temmuz 1930) kendisi de Yalova'da tatilde, Ali Fethi'yi Yalova çağırıyor. Aynı toplantıda bulunan Samsun Valisi Kazım Bey ve Ali Fethi Oktar'a:
    -- "Yeni Türkiye Cumhuriyetinin yurt içinden ve yurt dışından nasıl göründüğünü" soruyor. Samsun valisi Kazım bey:
    -- " Valilerin yetkileri elinden alındığından en küçük memur ataması bile yapamadıklarını" söyleyip, asıl soruya cevap vermiyor. Mustafa Kemal'in ısrarla:
    -- "Halk hükümetten şikayetçi midir?" diye sorması üzerine,
    -- "Evet özellikle mahkemelere işi düşenler" diye cevap veriyor.
    -- "Bu hükümet tarafında mı yapılıyor" diye soran Mustafa Kemal, "hayır" cevabı alıyor, anlaşılan vali bey çokta hükümet işlerine karışmak istemiyor. Atatürk aslında istediği bilgiyi tam olarak alamıyor.
    Ali Fethi Okyar'a dönen Mustafa Kemal:
    ---" Siz dışardan geliyorsunuz, dışardan vaziyetimizi nasıl görüyorsunuz" diye soruyor.
    Ali Fethi Okyar, hem eski başbakan ve hem Paris büyükelçisi olarak bir çok ekonomik, siyasi, demokratik sıkıntıdan bahseder. Mustafa Kemal, daha demokratik bir meclis için muhalif bir partiye ihtiyaç olduğunu söyler ve bunun Ali fethi Okyar tarafından kurulmasını ister.
    Ancak Rize milletvekili Fuat bey bu görüşmelerden önce Ali Fethi Okyar'ı :
    -- "Sana muhalif bir parti kurulması teklif edilecektir, sakın bu teklife kapılma, kendine yazık edersin" diye uyarmıştı. Ali Fethi, Mustafa Kemal'in teklifine:
    -- "Lütfen beni İsmet Paşa ile karşı karşıya getirmeyiniz" diye cevap verir, ancak sonunda ikna edilir.
    29 Temmuz 1930'da Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve Ali Fethi Okyar, tekrar bir araya gelip konuyu tartışırken aynen şu konuşmalar geçer.
    ....
    "Ali Fethi de kendi fikirlerini söylemiştir. Bizde muhalefete tahammül edilemediğini, basında her şeyin yazılıp çizilmesine, mecliste yapılacak acı tatlı eleştirilere hükümetin alışık olmadığını, bundan dolayı işin kişisel bir boyuta çekilebileceğini dile getirmiştir. Mustafa Kemal, Ali Fethi'nin bu sözleri üzerine şu açıklamayı yapmıştır:

    -- "Bunlara tahammül edeceğiz. Başka çare yoktur. Bugünkü manzaramız aşağı yukarı diktatör manzarasıdır. Meclis olmasına rağmen hariçten de böyle bakıyorlar. Halbuki ben Cumhuriyeti şahsi menfaatim için yapmadım; hepimiz faniyiz. Ben öldükten sonra arkamda kalacak müessese bir baskı müessesesidir. Ben ise tarihe böyle bir miras bırakarak geçmek istemiyorum."

    .....
    Mustafa Kemal ve İsmet İnönü, Ali Fethi Okyar'a yardımcı olacaklarına söz verirler, Ali Fethi "Cumhurbaşkanı olarak Mustafa Kemal'in tarafsız kalması şartıyla" kabul eder.
    İlerleyen günlerde Ali Fethi, CHP'den 120 milletvekili ister, İnönü 70 milletvekili verir ve "sözde bir muhalif parti" Serbest Fırka ( Parti ) kurulur. (1)
    Asıl ilginçlikler bundan sonra başlar.
    Serbest Fırka'nın kurulması, toplumsal bir başkaldırıya dönüşür.
    Serbest Fırka kuruluşundan hemen sonra bir duyuru daha yapılır, sadece bir hafta sonra İzmir'de Miting düzenlenecektir.
    Sen, ben, bizim oğlan, göstermelik meclis içi muhalefet bir parti istenirken, ilk günden işler çığırından çıkar.
    Onun günün kısıtlı gazete, radyo imkanları, bu günki gibi internetin olmadığı düşünülürse, yeni kurulan bir partinin İzmir mitinginin duyurulması, katılım sağlanması çok da mümkün gözükmez.
    Ama henüz 10 yıllık Cumhuriyet'ten, Mustafa Kemal'den, İsmet İnönü'den kurtulmak isteyen halk, çareyi Serbest Fırka'da görür. İzmir Mitingi, o güne kadar görülmemiş bir izdihama sebeb olur, 50.000 kişi katılır, halk CHP bürolarını basar, Mustafa Kemal ve İsmet İnönü posterlerini yırtar yakar. Çünkü halk her türlü olumsuzluğun sorumlusu olarak Mustafa Kemal ve İnönü'yü görmektedir.
    Ancak tüm bu süreçlerde Mustafa Kemal'inde nasıl yanıltıldığını, aslında Anadolu'da olan bitenden, halktan bir haber olduğunu çok açık gösteren bölümü aşağıda olduğu gibi aktarayım.
    Korkunç bir telaş başlamıştır.
    ......
    Serbest Cumhuriyet Fırka'nın kurulduğu günlerde fırka başkanı Fethi Okyar, vapurla İstanbul'dan İzmir'e gidiyormuş . O zaman İzmir Valisi olan Kâzım Dirik Paşa, Atatürk' e bir telgraf göndererek , Fethi Okyar'ın bu geziden hemen geri döndürülmesini istemiş ve şöyle demiş telgrafında :
    «İzmir'liler Fethi Bey'e büyük bir antipati besliyorlar. Eğer buraya ayak basarsa, büyük olaylar çıkabilir. Hatta hayatına bile kastedilebilir. Bunu ben bile önleyemem.»
    Atatürk yanındakilere şöyle demiş :
    «Bu telgrafı Fethi Bey'e gönderiniz . Hareketinde serbesttir. »
    Tabiî Fethi Okyar, telgrafa aldırmayıp İzmir'e yollanmış . Vapur İzmir'e geldiğinde Vali'nin dediklerinin tam tersi olmuş. Görülmemiş bir kalabalık Kordonboyu'nda Serbest Fırka Başkanını sevgi gösterileriyle karşılamış . Omuzlara almış . Bununla da kalmamış . Kemeraltı'ndaki kıraathanelerde bulunan Atatürk'ün ve İnönü'nün resimleri, bazı kendini bilmezlerin kışkırtmalarıyla yırtılmış, ayaklar altına atılmış .
    Tabiî bütün bu olup bitenler Atatürk' e duyurulmuş . Olaylardan çok üzülen Atatürk'ü yatıştırıp , gönlünü almak için milletvekillerinden kurulu bir topluluk Çankaya'ya gitmiş. Atatürk onlara şunu söylemiş:
    — Benim resimlerimin yırtılıp çiğnenmesine üzülmedim desem doğru söylememiş olurum . Fakat beni asıl üzen nokta , o İzmir' i kurtarmak için canını dişine takarak döğüşen Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa'nın resimlerinin yırtılıp çiğnenmesidir. Hiç olmazsa onun resimlerine dokunulmamalıydı.. . ( 2)
    -------
    Tüm bu gelişmelerin sonucu Serbest Fırka kapatılır.
    Bu gün en Atatürkçü bölge olan İzmir, tarihe: "Mustafa Kemal ve İnönü'nü posterlerini yakıp yırtan il" olarak geçer.

    Kaynaklar:
    (1) "Ali Fethi Okyar Anıları" - Prof. Dr. İhsan Sabri Balkaya - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları
    ( 2) "Atatürk'ün Uşağı İdim" Cemal Granda - Hürriyet Yayınları

  • WhatsApp