
Oğuz Berk
Uluslararası Kafkas Derneği /Gen. Başk.
2 Mayıs 2019 - Kayseri
(Sivas Erzurum Kongreleri - Rauf Orbay- Çerkes İttihat ve Teavün Cemiyeti)
Mustafa Kemal’in henüz Samsun’a çıkmadan Çerkeslerle münasebeti başlamıştı, bunu ilk yazımız da belirtmiştik. Bu konuda bir ismi ve bir derneği özellikle belirtmekte fayda var. Mustafa Kemal’in gelecek planları içinde, neredeyse her an yanında olan Rauf Orbay ve Çerkes İttihat ve Teavün Cemiyeti ( Çerkes Birlik ve Dayanışma Derneği) çok önemli bir yer tutar. Kurucu isimlere baktığınızda Mustafa Kemal'in, niye böyle bir dernekle ilişki kurmak istediği açıkça belli olmaktadır zaten.

Mareşal Deli Fuat Paşa , Ahmet Cavit Therkhet Paşa, Mareşal Merted Abdullah Paşa, Mareşal Berzeg Zeki Paşa, Loh Ahmet Hamdi Paşa, Ahmet Mithat Efendi (Hagur), Gazi Muhammed Fazıl Paşa (İmam Şamil’in Oğlu), General Pooh Nazmi Paşa, General Şhaplı Osman Paşa, Met Çunatuko İzzet Paşa, İsmail Berkok, Shaplı Hüseyin Tosun, Edirne Müdafii Şükrü Paşa, Mehmet Fetgerey Şoenu ( BJK’nın kurucusu) gibi isimlerin kurduğu, Çerkes İttihat ve Teavün Cemiyeti, çok önemli ilişkilere sahip bir dernekti. Hüseyin Rauf Orbay ise daha 1913 yılında “Hamidiye Kahramanı” olarak tüm Osmanlı’da ve Avrupa’da tanınan bir isimdi. Birinci Dünya Savaşı’nın başında Cemal Paşa ile Almanya’ya giden Rauf Bey, Alman İmparatoru Wilhelm’e takdim edildiğinde İmparator, ilk söz olarak, “Sizin Hamidiye harekâtınızı alâka ile takip ettim. Bizim Emdem de sizi taklit etmek istedi; fakat muvaffak olamadı, yolda battı” demiştir.
İşte Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçmeden önce en sağlam ilişkileri bunlarla kurmuştu, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçişi için “3. Ordu müfettişliği” görevi için İstanbul Hükümeti’ni ikna eden Ali Fuat Cebesoy ve Rauf Orbay’dı. O dönemin en etkin örgütlerinden Karakol Cemiyeti ile ilişkileri yine Rauf Orbay sağlamıştı.
Bu arada, Çerkes Teavün Cemiyeti’nde 24 Şubat 1919’da Mareşal Fuad Paşa başkanlığında yapılan toplantıda “ülkeyi kurtarmak için önlemler paketi” hazırlanmış, Mareşal Fuad Paşa, Mareşal Berzek Zeki Paşa, Abuk Ahmet Paşa, Karzek Süleyman Paşa ve Kazak Süleyman Paşa tarafından padişaha sunulmuştu. (1) Bu çıkışa tepki padişahtan değil, müttefiklerden geldi ve Çerkes İttihat ve Teavün Cemiyeti kapatıldı. O günlerde, Milli Mücadeleyi yürütmek adına yeni kurulan gizli komitenin 4 üyesi vardı, Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy. Bunlardan Orbay ve Cebesoy Çerkes’di. Bir yandan Mustafa Kemal’in Samsun’a gidişi planlanırken, cephelerde askeri direniş noktaları da organize ediliyor, komitedeki isimler kendilerine kilit görevler ayarlıyordu. Ali Fuat Cebesoy, Ege’de 20. Kolordu komutanlığına atanırken, Kazım Karabekir, Doğu Anadolu’ya 15. Kolordu komutanlığına atanıyordu.
Mustafa Kemal, için Çerkesleri yanına çekmek önemli idi. O günlerde Çerkeslerin, hala birlikteliğini korumuş ve bir direniş örgütleyecek güçleri vardı, diğer yandan savaşçı kimlikleri, yakın zamanda bir sürgün ve soykırım yaşamış olduklarından vatansızlığı, en iyi bilen toplum Çerkeslerdi. Nitekim ilerleyen yıllarda Mustafa Kemal bu gerçeği dile getirmiştir. 24 Nisan 1920’de TBMM’nin ikinci birleşiminde düşüncelerini şu sözlerle ifade etmiştir: “Çerkesler başlangıçtan beri olağanüstü duyarlı oldular. Herhalde eski çağlardan beri kendi yurtları olan kuzey Kafkasyada bağımsız yaşamak arzusunu duymuşlar ve bunun için çalışmakta bulunmuşlardır… Ve bizimle de içten ilişkilerde bulunmuşlardır. O dereceki kendi canları, kendi varlıklarını Türkiye’nin kurtuluşu, varlık ve bağımsızlığıyla yakından ilişkili görmüşler ve buraya kalplerini bağlamışlardır.” (Berzeg 1985:3)
Mustafa Kemal, Çerkeslerle ilişkilerini Rauf Orbay, A. Fuat Cebesoy ve B. Sami Kunduk üzerinden yürütmüştür, Milli Mücadeleye ve Mustafa Kemal’e mesafeli olan Çerkesler bunlar tarafından ikna edilmiştir. Marmara Bölgesinde Çerkesler, Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy tarafından ikna edilirken Samsun, Amasya, Tokat, Sivas Çerkes ileri gelenlerin ve komutanların desteği yine Rauf Orbay ve Bekir Sami Kunduk tarafından sağlanmıştır. Bu isimleri geçen yazımızda belirtmiştik. Bu arada önemli bir isimle bir paragraf açmakta fayda var. Oda Sivaslı Emir Marşan Paşa.
Emir Marşan Paşa ilginç bir isim, İttihat ve Terakki Muhalifi ve Hürriyet ve İhtilaf Partisi Sivas il başkanı iken Mustafa Kemal destekçileri arasına katılıyor. Kendisine Paşa denilmesine rağmen askerlikle alakası yok, aslen hukukçu ve çiftçilikle uğraşıyor. 22 Aralık 1907’de mirimiranlık rütbesi verilmiş ve paşa olarak zikredilmeye başlamıştır. (2)
Diğer yandan Atatürk’ün Samsuna çıkışından sonra izlediği rotayı takip ettiğinizde çok net bir şekilde Çerkeslerin yoğun ve etkin olduğu bir Samsun, Amasya, Tokat, Sivas gibi bir rota ortaya çıkıyor. Bu rotanın istisnası Erzurum’dur, orada etkili güç Kazım Karabekir Paşa’dır.
Erzurum Kongresi’ne 64 delege katılmış, bunlardan 8 tanesi Hüseyin Rauf Orbay (Abaza), Bekir Sami Kunduk (Asetin), Ibrahim Süreyya Yigit (Abaza), Muzaffer Kılıç (Abaza), Rize Delegesi Avukat Hakkı Bey (Abaza), Suşehri Delegesi Ismail Hakkı Bey (Çeçen), Bekir Kubat (Asetin), Osman Nuri Tufan (Dağıstanlı) kafkas kökenli idi. Erzurum Kongresinden hemen sonra Mustafa Kemal’in görevlerinden azledilmesi ve tutuklanması kararı çıkmıştı.
Bu kararlar sonrası hayata geçen Sivas Kongresine İstanbul Hükümetini karşılarına almamak için kimse katılmak istememiş, Sivas Kongresi ancak 38 kişi ile yapılmıştır. ( Sivas Kongresi 38 kişinin katılımı oldu denilse de, Kayseri Delegasyonu 3 kişi kongreye katılmamış, son gün gidip kararları imzalamıştır)
Sivas Konresine de, Kafkas kökenlilerden Hüseyin Rauf Orbay (Abaza), Bekir Sami Kunduk (Asetin), Hakkı Behiç bey (Adige), İbrahim Süreyya bey (Abaza), Emir Marşan paşa (Abaza), Ömer Mümtaz Tanbiy (Kaberdey), Dr.Hikmet Boran bey (Abaza), Muzaffer Kılıç bey (Abaza), Osman Nuri Tufan bey(Dağıstan), Rize delegesi Osman bey (Abaza), Manyaslı Yusuf bey (Adige), Uzunyaylalı Kamil Polat bey (Kaberdey) delege olarak katılmıştır. Tüm baskılara rağmen, Sivas Kongresi’nin 35 delegesinden 12’si yine Çerkesler olmuştu.
Elazığ Valisi Ali Galip, İstanbul’dan Sivas Kongresi’nin basılması ve katılımcılarının tutuklanması emri almıştı. Sivaslı Emir Marşan Paşa ve Çerkes beylerinin karşı çıkması, 15. Tümen Komutanı Çerkes İlyas Bey’in Vali Ali Galip‘in emrini reddetmesi nedeniyle Sivas Kongresinin basılması ve Mustafa Kemal’in tutuklanması mümkün olmadı. (3)
19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkması ile başlayan süreçten çok önce Marmara ve Ege Bölgesi Çerkesleri çoktan organize olmuş ve Milli Mücadele’de Yunanla savaşmaya başlamıştı. Rauf Orbay (4) ve Ali Fuat Cebesoy’un girişimleri ile bir yandan Çerkes Ethem, Kuşcubaşı Eşref, diğer yandan bireysel olarak çerkes köyleri Yunan işgaline direniyordu. İzmir Ödemiş’e 10 Km mesafedeki Çerkes Hacı İlyas köyü 1 Haziran’da 5-6 saatlik bir çatışmaya girmiş ve ardından Yunanlılarca işgal edilip tüm köy yakılmıştı. Hacı İlyas köyünün ismi İlk Kurşun Köyü olarak değiştirilmiştir.